Dünya üzerinde bulunan su kaynaklarının sadece yüzde 2 dolayında olan kısmı tatlı, içilebilir seviyededir. Bu oran yıldan yıla suların kalitesinin düşmesi, su kaynaklarının azalmasıyla birlikte gittikçe düşmektedir. Fabrikaların çıkardığı zehirli gazlar, hormonlu yiyecekler için üretilmiş ilaçların toprağa karışması, gübrelerin aşırı kullanımı ve birçok zararlı maden çıkarım teknikleri zengin yer altı su kaynaklarını yok etmektedir.
Su, insanlar için en önemli ve vazgeçilemeyecek, onsuz da yaparım denilemeyecek kadar önemli bir öğedir. Sularımızı temiz tutmak için elimizden geldiği kadar çevreyi az kirletmeliyiz ve etrafımızda çevre kirliliğine izin vermemiz gerekiyor.
Su, İçme Suyu Haline Nasıl Gelir?
Şehirleşme olan yerlerde genellikle su ihtiyacı barajlardan, köy hayatının olduğu yerlerde ise, su kuyularından karşılanmaktadır. Akarsuların, göllerin ve nehirlerin suları tatlı ve içilebilecek seviyededir. Tabii ki, içme suyu kıvamına gelmesi için birtakım işlemlerden geçmesi gereklidir. Barajlarda olsun, göllerde olsun veya köy kuyularında olan sular, belli bir dinlenme ve temizlenme işlemi sonucunda içilebilir seviyeye gelmektedir.
İçme suyu, fabrikaların yoğunlukta olduğu yerlerde genellikle kirli olabilmekte, barajlardaki sulara da kirli ve zararlı maddeler karışabilmektedir. Bu sebeple böyle ortamlarda içme sularına özellikle dikkat edilmelidir.