”Müslüm” filmine Ağrı şartlarında zor da olsa bilet bulabildim. Annem, kardeşim ile birlikte ”hadi gidelim” diyerek çıktı yola. Sinema salonunda ufak bir yer sıkıntısı yaşamış olsam da sonunda filmi başlatabildik. Filmin giriş müziği ile birlikte insan farklı bir dünyaya giriyor sanki… Müslüm Baba’yı genel olarak internetten ve ölmeden önce çıkardığı son albümü ile birlikte inceleme fırsatı bulmuştum.
Filmin girişi ile birlikte bir kapı aralanıyor…
60’lı yıllardan 90’lı yıllara kadar harmanlanarak Müslüm‘ün hayatı gözler önüne serilmeye başlıyor. Küçük bir Müslüm’ü, genç bir Müslüm’ü ve gerçek Müslüm’ü filmde gerçekten görebiliyoruz. Oyunculuklar bana çok güzel geldi, diyebilirim. Filmin müzikleri ise gerçekten playback olmamasına rağmen insanı bir duyguya kolayca sokabilecek profesyonellikte söylenmiş.
Filmin başından sonuna kadar belli bir sıra örgüsü içinde geçen filmin en can alıcı kısmı tabii ki; Müslüm’ün babasının bir aileyi yok ettiği sahne oldu. O sahne de insan ”ne yaşamlar var be!” diyor içinden hemencecik. Bu kadar acılar içinde kim olsa ayakta kalmakta zorlanır ama Müslüm Baba‘yı ayakta alkışlamak geldi içimden. Hele Müslüm’ün Muhterem Nur’a olan yanıklığı gerçekten sevimli geldi gözüme, desem yerinde olur. Gençlik çağını genç bir Adanalı Şahin Kendirci oynamış. Gerçekten iyi oynamış gibi geldi gözüme. Bu yazıyı filmden spoiler vermek için değil de filmi önerir misin hocam diyenler için yazdım. Filmi gitmeyen bin pişman dersem yalan olur ama gitsen de Müslüm’ün trajik hayatı dışında bir mutsuzluk olmayacak içinde, diyebilirim.
Filme puanım : 8.2 / 10