İstanbul’un güzelliğini, İstanbul’un küçük gamzesi diyebileceğimiz nitelikteki güzelliği – Kız Kulesi- şehrin adeta simgesi haline gelmiştir. Bu eşsiz güzellikteki Kız Kulesi, aslen bir deniz feneridir. Marmara’dan geçen tarihin eski zamanlarından beri rehberlik yapmaktadır.
Kız Kulesi’nin o eşsiz görüntüsü her yerli dizinin, filmin hatta yabancı yapımların girişlerinde ya da bir bölümünde görmemiz artık klasik haline geldi. Kız Kulesi’ne bakarak bir çay içmek, sevdiğinle baş başa bir banka oturup kuleyi izlemek farkı bir keyiftir.
Peki, hep keyiflerle anılan bu kulenin öyküsünü hiç dinlediniz mi? Genellikle birçok kişi bu hikayeyi pek bilmez. Kız Kulesi’nin birçok hikayesinden biri olduğu için de ciddiye almaz. Dinler, geçer. Kız Kulesi’nin acıklı bir hikayesi olduğunu söylesem?
Hikaye şöyledir; O zamanın krallarından birinin çok güzel bir kızı vardır. Babası kızına o kadar düşkündür ki, kızının aldığı nefese kadar onu kontrol edecek kadar sever kızını. Onun bir yerine bir şey olması, incinmesine ise hiç ama hiç dayanamaz.
Kızının bir “öfff” bile demesi kral için iç buruklatıcı bir olaydır. Kızı büyüyüp serpildikçe kızının birisiyle yuva kuracağı düşüncesi kralı çok üzmektedir. Bir gün o zamanlardaki kahinler, falcılar kralın kızının bir yılan tarafından ısırılıp öleceğini söyler.
Kral bunun üzerine kızını Kız Kulesi’ne kapatır. Her isteğini tedarik eder, güvenliğini sağlar ama bir gün kulenin etrafından geçen bir teknedeki üzüm bağlarını fark eder. Üzüm olduğunu tahmin ederek hemen muhafızlardan ister ama üzüm küfesinin içinden çıkan bir yılan kızın hayatına son verir.
Kral olacağın önüne geçemeyeceğini anlar ama çok geçtir. İşte böyle bir hikayesi olan Kız Kulesi’nin dinleme metnini siz de bir dinleyin. Etkinlik cevaplarını da içeren günlük planları aşağıda belirttim.