Amerikan edebiyatının güçlü kalemlerinden Jack London’ı birçok kitapsever, merakla ve ilgiyle okudu. Kitaplarındaki o Kuzey Amerika havası bizi adeta yeni coğrafyalar ile tanıştırdı. London’ın kalemi hemen hemen tüm kitaplarında akıcı ve betimlemeleri asla sıkmayan cinsten.
Kuzey Topraklarında Bir Madenci
Jack London gençlik yıllarında Kuzey Amerika topraklarına altın madeni aramak için girmiştir. Zorlu şartlara göğüs geren London, yaşadıklarını çoğu kez kitaplarına yansıtmıştır. Kuzey topraklarının amansız ve acımasız şartlarında hayatta kalmak için çok çabalamıştır. Kuzey topraklarında kalemi de kendisi kadar güçlü bu madencinin gelin en popüler kitabına bir bakalım.
Asil Bir Kurt ve Yaşadıkları
London’ın en popüler kitabı, birçok insan tarafından okunan ve çok sevilen ‘Beyaz Diş’ adlı eseridir. Kitapta asil bir kurdun yaşadıkları ve düşünce dünyası bize sunulmaktadır. Evet kurdun hayal dünyası; London’ın kitabındaki bu kurt, kitabın baş karakteri. Hikayemizde kurdun doğumuyla başlıyor. Doğar doğmaz insanların eline düşen Beyaz Diş, bize kendi gözüyle gördüklerini ve düşüncelerini anlatıyor.
Kitabın sıradışı olmasının sebeplerinden biri de kitapta birebir şekilde hiçbir diyalog yok. Sadece kurdun gözlemleri ve yaşadıkları anlatıyor.
Asla Sıkmayan Bir Hikaye
Diyalog olmayınca kitabın sıkıcı olduğu düşüncesi aklınıza gelmesin. Kitap bu yönüyle gayet akıcı. İnsanların nasıl kötü olabildikleri ve nasıl zalim oldukları çok güzel şekilde anlatılmış. Sizi sıkmayan hikayesi sayesinde bir çırpıda okuyabileceğiniz, güzel bir kitap olmuş.
Klasik türüne dahil olan bu kitap aslında hiç de klasik havası vermiyor okuyucuya. İnsanın aklına klasik deyince sıkıcı ve ağır kitaplar geliyor. Oysa Beyaz Diş kitabı içinde aksiyon da barındırıyor. Bir hayvanın gözüyle doğaya ve insanoğlunun gaddarlığına bakmak çoğu okur için değişik bir deneyim olacaktır.
Daha önce bu kitabı ya da Jack London kitaplarını okumadıysanız Beyaz Diş tam size göre.