Birçok okur, ünlü yazar Franz Kafka’yı Milena’ya Mektuplar kitabı ile keşfetmiş ve sevmiştir. Milena’ya Mektuplar kitabı Kafka’nın en önemli eserlerinden biridir. İmkansız bir aşkı anlatması bakımından birçok kişi tarafından tercih sebebi olmuş ve okurlar tarafından sevilmiştir. Bu kitabın yanı sıra Kafka’nın ününe ün katan bir eseri daha vardır. O da ‘Dönüşüm’ adlı kısa romanıdır. Bu eser 1915 yılında yayınlanmıştır ve Kafka’nın en popüler eseridir. Kitap çıktığı ilk günden beri Dönüşüm, Metamorfoz ve Değişim isimleriyle piyasaya sürülmüştür. Hikayesi bakımından insanı şaşırtan ve biraz da sorgulamaya iten bir kitaptır.
Bir Sabah Böcek Olarak Uyandığınızı Düşünün!
Dönüşüm kitabı kısacık bir eser; 74 sayfa kadar ve sürükleyici bir yapıt. Kahramanımız Gregor Samsa bir sabah uyandığında kendinde bir değişiklik olduğunu farkeder. Yatağında bir böceğe dönüşmüştür Samsa! Hikayenin bu şekilde başlaması bakımından Kafka soyut düşünceyi ön plana çıkarır.
Bu böceğe dönüşüm aslında fiziksel değil de, Kafkan’nın toplumun baskılarına ve zorlamalarına karşı yaptığı bir başkaldırıdır. Ailesi de Samsa’ya bir böcek olduğunu hissettir. Zaman zaman hepimiz kendimizi bir böcek olarak hissederiz ve bizi böyle hissettiren şeyler aile ve toplum değil mi? Kitapta ince bir mesaj daha var. Eğer sistemin içine dahil olursan yaşarsın fakat özgürlüğün kalmaz. Eğer sisteme uymayı reddedersen özgür olursun fakat bu sefer de toplum ve ailen tarafından dışlanırsın.
“Gregor Samsa’nın başına gelenler benim başıma gelse acaba ailem ve toplum nasıl davranırdı?” diye kendimize sormadan edemiyoruz. Bir böcek olarak uyandınız ve aileniz tarafından dışlanıyorsunuz. Bu psikoloji sizi de etkiliyor, toplum ve aile ilişkilerinizi sorgulamanıza sebep oluyor. Aile ilişkilerini sorgulatması bakımından belki biraz zor bir kitap.
Akıcı ve Kolay Bir Dile Sahip
Kitabı bir oturuşta bitirebilirsiniz. Samsa’nın diyalogları ve düşünceleri sizi kendine bağlayacak ve sanki karşılıklı diyalog halindesiniz hissi verecek. Kitaptaki betimlemeler de çok güzel yapılmış karakterlerin psikolojileri iyi bir şekilde hikayeye yansıtılmış. Akıcı ve kolay bir dile sahip olması nedeniyle 74 sayfalık müthiş bir hikaye sizi bekliyor.
