Bilim kurgu kitapları denilince akla birkaç önemli isim geliyor. Bunların birisi de ve çoğu insan tarafından sevilen H.G. Wells’tir. Hayal gücü ve anlatımıyla birçok kitabı kendisine hayran bırakır.
Yazdığı çoğu eserinde gelecekte olması ihtimal dahilinde olan olayları anlatır ve bu yüzden biz kitaplarını okurken bize garip gelmez; aksine akıcı buluruz. Bu kitabı okuduktan sonra aslında diğer bilim kurgu kitaplarına öncülük ettiğini anlıyoruz. Fikir babası olarak bu kitap, bilim kurgunun temellerini atmıştır diyebiliriz.
Mars’tan Gelen Garip Canlılar
Kitabın konusuna gelecek olursak.. Kitabın başında Mars gezegeni uzun süredir gözlenmektedir. Her akşam belli bir saatte Mars’ta bir ışık parlaması görülüyor bu on gün boyunca devam etmektedir. Yazar bu arada bize İngiltere toplumundan ve bilimden bahsetmektedir. Kitabı sakin ve akıcı bir şekilde ilerliyor bu kısımlarda.
Aradan bir süre geçtikten sonra Dünya’mıza birer gün arayla koca koca cisimler isabet etmektedir. Ne hikmetse bu cisimler sadece İngiltere topraklarına düşüyor. Zaten hikayemiz İngiltere’nin ücra bir kasabında başlayıp Londra’ya doğru seyretmektedir. Mars’tan gelen bu garip canlılar insanlara korku ve dehşet salmakta.
“İnsanoğlu Kadar Ölümlüler”
H.G Well kitabın başlarında bize şöyle bir cümle kuruyor: “ Bu yaratıklar insanoğlundan daha akıllı ama onun kadar da ölümlüler.” Bu söz aslında hikayede geçen olayların, insanları ne kadar korkuttuğunu, fakat gene de bir umudun olduğunu anlatmaktadır.
Koskocaman, üç ayaklı dev makinelerle ilerleyen ve hiç tereddütsüz insanoğlunun sonunu getirmek amacıyla yola çıkan bu yaratıklar, insanların karşı koymasıyla mücadele ederler. Belirli noktalarda kurulan cephe hatlarıyla düşmanı yavaşlatmaya çalışan insanlar çok kayıp verirler. Bir şey hatırlatmakta fayda var; insanların savunma yaparken modern silah kullandığı aklınıza gelmesin. İnsanoğlu burada hala koca toplarla savunma yapıyor.
Ama ne olursa olsun kahramanımız ümidini asla kaybetmiyor. Yaşama içgüdüsü ona güç ve azim veriyor. Marslılar Dünya’yı ülkeyi yok ederken bazı insanların içinde ümit ve kazanma hırsı vardır. Hikayenin sonunu da zaten bu insanlar yazıyor. Zor savaş ve ağır kayıplarla birlikte neredeyse insanlığın hiç umudu kalmaz.
Eseri okurken bazı yerlerde teknik hatalar gözünüze çarpabilir. Ama bunlardan daha çok altı çizilecek cümleler var. Sonuç olarak günümüzden yıllar öncesi yazılmış ve hala okunabilirliği olan bir kitaptan bahsediyoruz. Bilim kurgu kitaplarıyla aranız iyiyse bu kitabı mutlaka okumalısınız. Ayrıca bilim kurgu kitaplarına başlamak isteyenler için de önemli bir başlangıç kitabı olabilir.